|
|
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN
BİLİMSEL DEĞERLENDİRİLMESİ
Petrol,
kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtlarının kullanılmasıyla, çok
kısa sürede ve aşırı miktarlarda atmosfere salınan karbondioksit
vb. gazlar, dünyaya gelen güneş ışınlarını atmosferde hapsederek
sera etkisi ve tehlikeli iklim değişiklikleri yaratıyor. Birleşmiş
Milletler uzmanlarına göre, küresel ısınma ve iklim değişikliği
büyük ölçüde insan etkinlikleri yüzündendir; hızı ve şiddeti ise
önceden tahmin edilenin iki katıdır. 1750' den bu yana atmosferdeki
karbondioksit miktarı %30 artmış ve böyle bir artış hızı son 20
bin yıldır görülmemiştir. Belirlenmiş ekonomik fosil yakıt rezervlerinin
dörtte biri kullanıldığında, beklenmedik sıklık ve şiddette sıcak
dalgaları; kuraklık; seller; kasırgalar; kutupların ve buzulların
erimesi; yükselen deniz seviyeleriyle kıyı bölgelerinin su basması;
çevre mültecilerinin oluşması; sulak alanlar ve tatlı su kaybı;
hastalık ve parazitlerde artış; erozyon; tarımsal üretimde azalma;
türlerin yok olması gibi iklim değişikliğinin sonuçları geri dönüşsüz
noktaya gelecektir. Devlet
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün AR-GE Çalışması olan İklim
Değişikliğinin Bilimsel Değerlendirilmesini okuyabilirsiniz.
|
HADİ
DEPREM DOĞAL FELAKETTİ! YA NÜKLEER SANTRAL?
Nükleer
santrallar, 'nükleer kafaların' iddia ettiği kadar çevreci, temiz,
risksiz, ucuz, sorunsuz, tehlikesiz ise; niye ABD’de 1978'den,
Almanya’da 1982’den, Kanada’da 1975’den beri yeni bir santral
yapılmadı... Nükleer lobicilerin iddia ettikleri gibi dünyada
yalnızca 3 adet nükleer kaza yaşanmadı. En vahimleri olan ve kamuoyuna
açıklanmak zorunda kalınan 1957 Windscale (İngiltere), 1979 Three
Mile Island (ABD) ve 1986 Çernobil (Rusya) felaketi dışında, Çernobil
felaketine dönüşebilecek büyüklükte yüzlerce kaza yaşadı dünyamız...
TMMOB
Bülteni'nden oldukça çarpıcı bir yazı. Tıklayınız!
|
ÇERNOBİL
FELAKETİ’NİN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Bu
rapor Çernobil Felaketi’nin Türkiye üzerindeki etkilerini değerlendirmektedir.
Bir nükleer santraldeki bu ilk büyük çaplı olay, bir nükleer kaza
olduğunda sınırların geçerli olmadığını dünyaya göstermiştir...
Çernobil santralının patlamasından sonraki ilk aylarda, Türk Yetkilileri,
bilimsel veri ya da araştırma sonuçlarının resmen açıklanmasını
yasakladı. Herhangi bir resmi açıklama yapmasına izin verilen
tek kişi Endüstri ve Ticaret Bakanı H.Cahit Aral’dı. Üniversiteler
ve diğer bilimsel kurumlar, resmi emirlerle bu konu üzerinde çalışmaktan
caydırıldı... Greenpeace
Türkiye'nin raporunu okuyabilirsiniz.
|
BERGAMA'DAKİ
SON DURUM
Cumhuriyet
Gazetesi' nden Oktay Ekinci' nin Bergama' daki siyanürlü altın
konusundaki yazısı..
ROMANYA'
DAKİ SİYANÜR FELAKETİ
30 Ocak 2000'
de Romanya'nın kuzeyinde Baia Mare'da bulunan bir altın madenindeki
barajın yıkılması sonucu, altın aramada kullanılan siyanür nehirlere
sızıp önce Macaristan'a, ardından da Yugoslavya'ya ulaştı ve nehirlendeki
tüm canlı yaşamı yok etti. Bu felaketle ilgili olarak yerel ve
yabancı basından haberler..
|
Romanya'
daki siyanür faciasından sonra Tuna kıyısında ölü balıklar
|
|